Bazen sadece bebeğinizin beğenmediği tatlar için bazen de evde olan malzemelerle bebeğinize hazırladığınız çorbalarla ortaya çok güzel tarifler çıkabilir. Tabi bazen de her gıdayı vermemek için alternatif yiyeceklere başvurursunuz. Bugün size oğlumun henüz dişleri çıkmadığı için pirinç yerine irmik kullandığım ıspanak çorbası tarifi vereceğim. Aslında ıspanak yemeği de sayılır. Çünkü blender kullanmadım taneli kalmasını tercih ettin ki biraz daha hacimli ama yumuşak besinlere alışsın diye. Bu ayarlama her bebekte değişir. Bazı bebekler taneli ürünleri geç kabul edebilir. Bunu bebeğinize göre deneyerek anlayabilirsiniz. Neyse çok uzattım. Gelelim bebeklere irmikli ıspanak çorbası tarifine. Aşağıya bırakıyorum mutlaka deneyin olur mu?




Bebeklere İrmikli Ispanak Çorbası
2 kase çıkar      Süresi: 15 dakika

3 4 dal ıspanak(küçükse 5 6 olabilir)
1 tatlı kaşığı zeytinyağ
1 yemek kaşığı irmik
1 su bardağı su(250 ml)



Ispanak dallarını sirkeli su ile yıkayıp minik minik doğruyoruz. Bunun sebebi blender kullanmayacağımız olması.
Küçük bir tencereye ıspanak, irmik zeytinyağ ve suyu ekleyip kısık ateşte ıspanaklar yumuşayana kadar pişiriyoruz. Ilık olduktan sonra bebeğimiz artık yiyebilir. Afiyet şifa olsun.

Kısır deyince aklıma kadın topluluğunun olduğu bir oda, dolu bir masa, kaynayan çay sesine karışan çocuk cıvıltıları ve birbirleriyle aynı anda konuşan kadınlar geliyor. Size de öyle gelir mi bilmem ama kısır günlerin ve beş çaylarının olmazsa ayıp olurundandır. Tadımlık olunca gözü kalır insanın içi gider, biraz daha olsa da yesem diye düşündürür. Kimisi domates ile salatalık sevmez içinde, kimisi de ne bulursa koyar. Ben domates ve salatalık koyanlardanım. Tabi şimdi tarifi bilmeyenler ne diyorsun demeden hemen kısır nasıl yapılır tarifi yazayım.
Kısır yapılışı aşağıda başlıyor.



Kısır

4 kişilik       Süresi 30 dakika

Bulguru için:
1 su bardağı ince köftelik bulgur
1 su bardağı sıcak su
1 adet kuru soğan
1 yemek kaşığı domates salçası
1 yemek kaşığı biber salçası
1 tatlı kaşığı pul biber
1 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı kekik
1 tatlı kaşığı nane
1 çay kaşığı karabiber
1 çay kaşığı sumak tozu
1 çay kaşığı isot
1 küçük fincan sıvı yağ
Salatası için:
2 adet orta boy domates
1 adet salatalık
Yarım demet maydanoz
Yarım demet kıvırcık
3 adet yeşil soğan( buradaki adet beyaz kısmını sayarak)
1 adet limon
1 yemek kaşığı nar ekşisi
2 yemek kaşığı sıvı yağ
1 tatlı kaşığı tuz



Öncelikle bir kabın içerisine bulguru koyup üzerine sıcak suyu döküyoruz. Üzerini kapatıp dinlendirmeye bırakıyoruz. Bu arada sirkeli suda beklettiğimiz sebzelerimizi süzüp doğramaya başlıyoruz. Domates, salatalık ve maydanozu küçük küçük doğruyoruz. Yeşil soğanları yuvarlak, kıvırcıkları ince ince doğruyoruz. Başka bir tencereyi ocağa alıyoruz ve kuru soğanları minik minik doğrayıp ısıttığımız yağda kavuruyoruz. Üzerine salçaları ve baharatları ekleyip karıştırıyoruz ve dinlenmiş olan bulguru ekleyip hepsinin birbirine karışmasını sağlıyoruz. Büyük kabın içine aktarıp soğumaya bırakıyoruz. Sosu için bir kabın içine limonu sıkıyoruz, nar ekşisini sıvı yağı ve tuzu ekleyip karıştırıyoruz. Sosunu, salatasını ve bulgurunu karıştırıp servis ediyoruz. Afiyet olsun.

Bebek olan ev söz konusu ise her şey gibi yer temizliği de oldukça önemli oluyor haliyle. Artık yaşadığımız dönemde temizlik malzemeleri ben zehirim diye bağırırken içeri giren havayla karışık toz hastalığım diye çığlık atıyor. Otobanların kendi başına şehir kurmadığı, fabrikaların siteleşmediği yer yok denecek kadar az gibi malesef. Mevsimler birbiriyle homojenleşmiş mayısta dolu yağabiliyorlen ocakta atlet ile gezebiliyorsunuz şimdilerde. Bu kadar şeyi niye mi anlatıyorum. Hani o yer temizleyiciniz varya; mis gibi kokutup evi pırıl pırıl yaptığınızı sandığınız sahtelikler. İşte onların esansı bir gün sonra geçince temizlediğinizi sandığınız ev, kalan içindeki kimyasallarla evinizde dolaşıyor. Dolaşıyor derken canlı değiller tabi ki. Canlı olan sizsiniz ya hani. Yere basıyorsunuz, o ayaklarınız taşıyor işte. Bu durumda bizi konumuza getiriyor, bakalım neymiş? Evde bebek de varsa olaylar biraz çığırından çıkıyor bu durumda. Siz yere uzanıp, emekleyip, sürünüp oyun oynamıyorsunuz diye bebeğinize yada çocuğunuza yazık olmuyor mu? Elindeki oyuncağı belki de sizin görmediğiniz anlarda yere bir güzel sürtüp ağzında durulama yapıyor olabilir. Düşününce sinirlendiniz değil mi? Sakin olun, bunu bile bile yapmıyorsunuz elbette.Sadece oturup düşünmediniz o kadar. Şimdi düşünelim. Eğer bebeğiniz yerle teması olmayacak kadar küçük ise havadaki nemden bile etkileniyorsa yapay kokulu maddeden nasıl etkilenmesin. Eğer yer ile teması oluyorsa ve ayırt etme yaşında değilse risk daha da büyüyor. Eğer ki büyümüşse ama çocuksa artık o da katkılı, kansorejen ve zararlı dünyadan nasibini almaya başlamıştır. En azından siz koruyun kollayın onu. Bu görev anneden başka kime düşecek.
Ben bunları yazıyorum ama şunları da görmüşlüğüm vardır. Bebek yada çocuğun olduğu bazı evlerde viledanın içine bolca çamaşır suyu ve bulaşık deterjanı koyup bir güzel ev temizlenir. Pardon da o ev temiz mi oldu şimdi. Zaten o çocuklar büyüyünce ya astım olur yada alerji. Başka şeyler de olabilir. Sadece ona değil tabi ki, size de olabilir. Neyse lafı çok uzattık gelelim sadede. Bebekli evlerde yüzey temizliği nasıl yapılır anlatayım.

Bazen yemek yaparken düşünüyorum da, aynı malzemelerle bambaşka bir tat ortaya çıkabiliyor. Yada bir kaç malzemeyle tadı şekli değişiyor. İşte pizza da bunlardan biri değil mi? Hani sevmediğiniz bir malzeme olsa içinde zorlasanız da yiyemezsiniz. Ama yoksa tamamını tek başına bitirebilirsiniz. İşte bugün size sesleniyorum. Yani sucuk severlere. Size sucuklu pizza nasıl yapılır onu anlatacağım. Gelsin mi sucuklu pizza yapılışı?



Sucuklu Pizza
4 Kişilik    Süresi 40 dakika

2 Orta boy pizza çıkar

Hamuru için
1 yumurta
Yarım paket kuru maya
Yarım çay bardağı sıvı yağ
Yarım çay bardağı süt
1 tatlı kaşığı tuz
1 çay kaşığı şeker
2 su bardağı un

Sosu için
1 yemek kaşığı domates salçası
1 doğranmış domates
Bir tutam tuz
Karabiber
Pul biber
Kekik
Yarım çay bardağı sıvı yağ

Üzeri İçin
250 gr kaşar
2 adet çarliston
200 gr sucuk
200 gr mısır
25-30 adet zeytin
Yada kaşar dışındaki malzemenin yerine isteğe göre sucuk, mantar, pastırma mozerella, beyaz peynir kullanabilirsiniz.



Öncelikle bir kabın içinde sütte mayayı eritelim üzerine yumurta, yağ, tuz, şekeri koyup karıştıralım. Üzerine unu ekleyip yoğurup üzerini kapatıp 1 saat dinlendirelim. Bu arada sosunu hazırlayalım. Bir kaseye domates, tuz, yağ, baharat ve salçaları ekleyip iyice karıştırın biber zeytin ve sosisleri doğrayıp kaşarı rendeleyin. Hamuru bir kaç dakika tekrar yoğurup iki parçaya ayırın çok az un ile çok ince açıp yağlanmış tepsiye koyun üzerine domates sosu onun üzerine kaşar koyup sucukları ve diğer malzemeleri dizin. Üzerine biraz daha kaşar serpip 15 dakika önceden ısıtılmış 210 derece( turbo ise 200 derece 10 dakika) fırında pişirin ve sıcak sıcak yiyin. Afiyet olsun.

Eveett yine geldik milföy nimetlerinden faydalandığımız bir tarife daha. Aslında bu tarif ve benzerlerine çok sık rastlıyorsunuzdur diye düşünüyorum ama ben açıkçası hiç araştırmadım. Zaten zor ve bulunması mümkün olmayan bir tarif olduğunu sanmıyorum. Öyle farkkılık olsun diye düşündüm yaptım denebilir. yaklaşık on yıldan fazla zaman önce de bu şekilde çilekli kitkat yapmıştım. Hani çocukluğumuzda yediğimiz vardı ya marketlerde satılan, çikolatalısı, çileklisi ve karamellisi vardı. İşte aynı usul ondan yapmıştım. Unutmayayım da bir gün onun tarifini de vereyim. Bu tarif de çok şık durdu. Yani bir misafir ağırlanırken oldukça güzel, pratik ve lezzetli olur. O yüzden sizler için aşağıya sucuklu kaşarlı milföy sarma nasıl yapılır tarifini bırakıyorum. İşte sucuklu kaşarlı milföy sarma tarifiniz.


Sucuklu Kaşarlı Milföy Sarma
12 kişilik   Süresi   40 dakika

12 li milföy hamuru
200 gr sucuk
200 gr rendelenmiş kaşar peyniri
1 yumurta sarısı
Çörek otu



Öncelikle derin dondurucudan milföyü çıkarıyoruz. Bu arada kaşarı rendeleyip sucuğu da parmak uzunluğunda kesiyoruz. Milföyleri kırılmayacak kadar yumuşadıysa birbirlerinden ayırıyoruz. Tezgaha seriyoruz ve kare olan halini ortadan kesiyoruz. Her bir kesik içerisine bir dilim sucuk bir tutam kaşar peyniri ekleyip kıvırıyoruz ve yağlanmış tepsiye diziyoruz. Üzerlerine fırça yardımıyla yumurta sarısını sürüp çörek otu serpiyoruz. Önceden ısıtılmış 200 derece fırında 30 dalika pişirip ılıyınca servis ediyoruz. Herkese afiyet olsun.


Eğer sucuk sevmiyorsanız farklı iç harcıyla da tüketebilirsiniz ama tabi ki ismi değişir o zaman. Mesela kaşar, beyaz peynir ve maydanoz ile bir iç harcı hazırlayabilirsiniz. İsmi de peynirli rulo sarma olur herhalde. Bu tariften de bu kadar, şimdilik hoşçakalın.

Çocukluğumdan gelen koku, peynire en yakışan ve çayın canı gönülden dostudur o. Geleneksel bir lezzetimizdir pişi yada bişi veyahut hamur kızartması da diyenler var tabi. Tamamen hamura ve karbonhidrata doymak için bulunduğu sanılsa da eskiden yemek çeşidi ve yiyecek pek olmadığı için en doyurucu ve az malzemeli olarak bu güzel lezzetimiz bulunmuştur. Pişi tarifi genelde başka şekillerde yapıldığı görülse de aslında en öz olanı budur. Şimdi gelelim pişi nasıl yapılır?



Pişi Tarifi
4 kişilik. Süresi 1 saat

3 su bardağı su
Yarım paket yaş maya
1 tatlı kaşığı tuz
1 su bardağı ılık su
Kızartmak için sıvı yağ



Öncelikle bir kabın içinde su ile mayayı eritiyoruz ve üzerine tuzunu atıp karıştırıp yavaş yavaş unu ekliyoruz. Yumuşak bir hamur elde ediyoruz. Hamurun durumuna göre su ve unu ayarlayabilirsiniz. Hamur sert olmayacak ama ele yapışmayacak kadar da yumuşak olacak. Üzerini iyice kapatıp oda sıcaklığında yaklaşık 2 3 saat kadar dinlendiriyoruz. Hamur iki katına kadar çıkmış olacak.  Hamurdan küçük parçalar koparıp elimizi yağlayıp yuvarlak şekil veriyoruz. Eğer elimizde yapamıyor isek tezgahı yağlayıp orada şekil veriyoruz. Kızgın yağa atmadan ortasına parmağımızla yuvarlak bir delik açıyoruz ve iki tarafı kızarana kadar tüm hamuru bu şekilde kızartıyoruz. Soğutmadan afiyetle yiyoruz.

Hayatınızda bazı tatlar vardır ki gerçeği söylemek gerekir evde yapınca o tadı bulamazsınız. Bunlardan biri de milföy hamurudur. Hamuru hazır güzeldir ama istediğiniz tadı yapmak size kalmıştır. Hem pratik hem lezzetli hemde çok çeşit sunan bir buluştur kendisi. Milföy seviyorsanız eğer tatlı olarak da tüketebilindiğini belirteyim. Çok çeşitli tatlılara da yer verir kendisi. Bunlardan biri de muhallebili milföy tatlısıdır. Hem görseli hem tadı çok sevilen muhallebili milföy tatlısı nasıl yapılır anlatayım.



Muhallebili Milföy Tatlısı

6 kişiliktir.  Süresi 40 dakikadır

1 paket milföy hamur(12 li)
Üzeri için;
2 yumurta sarısı
Çikolata sosu
Muhallebi için;
1 yumurta sarısı
4 su barsağı süt
4 yemek kaşığı un
2 yemek kaşığı nişasta
2 çay bardağı şeker
100 gr labne
1 paket şekerli vanilin



Öncelikle muhallebiyi hazırlamak için bir tencereye vanilin ve labne dışındakileri koyup sürekli karıştırarak muhallebi kıvamına gelmesini sağlıyoruz. Altını kapatıp 10 dakika bekliyoruz. Bu arada milföyleri derin dondurucudan çıkaralım ki yumuşasınlar. Muhallebinin ilk sıcağı geçince labne ve vanilini ekleyip mikserle iyice karıştırıyoruz. Milföylerin yarısını kare şekilde yağlanmış tepsiye aralıklı dizip üzerini fırçayla yağlıyoruz. Kalan milföyleri kalpli bir kurabiye kalıbıyla ortasından kalp çıkarıyoruz. Geride kalan kenar hamuru alıp yağladığımız milföylerin üzerine köşeler denk gelecek şekilde yerleştiriyoruz. İkinci katı oluşturan hamura yumurta sarısı sürüp 200 derecede 30 dakika pişiriyoruz. Milföyler çıkınca sıcaklığı geçene kadar bekletiyoruz ve o arada muhallebi de soğumuş oluyor. Yaklaşık 15 dakika bekledikten sonra muhallebiyi bolca kalpli olan kısmına doldurup üzerini çikolata sosu ile süslüyoruz. Afiyet olsun.

Genelde saçaklı poğaça olarak bilinen bir kanepe olan peynirli maydanozlu kanepe nasıl yapılır onu anlatacağım size. İşte peynirli maydanozlu kanepe yapılışı şöyledir;



Peynirli Maydanozlu Kanepe
6 kişilik        Süresi:1 saat

1 su bardağı ılık süt
Yarım paket yaş maya
2 tatlı kaşığı şeker
1 tatlı kaşığı tuz
1 çay bardağı tereyağ(erimiş)
1 çay bardağı sıvı yağ
Aldığı kadar un
Üzeri için
1 yumurta sarısı
2 yemek kaşığı krem peynir
1 yemek kaşığı beyaz peynir
1 yemek kaşığı krem peynir
Yarım demet maydanoz
2 yemek kaşığı rendelenmiş kaşar



Öncelikle derin bir kap içinde süt ile mayayı eritip şeker, tuz ve yağları ekleyip karıştırıyoruz. Üzerine aldığı kadar un ekleyip 1-2 saat dinlendiriyoruz. Dinlendirdiğimiz hamurdan ceviz büyüklüğünde toplar yapıp yağlanmış tepsiye diziyoruz ve üzerine yumurta sarısı sürüyoruz. Önceden ısıtılmış 200 derecelik fırında üzeri kızarana kadar pişiriyoruz. Bu arada krem peynirle beyaz peyniri bir kasede karıştırıyoruz. Kaşarı rendeleyip maydanozları yıkayıp ince ince kesiyoruz. Fırından çıkarınca 15 dakika kadar dinlendirip enlemesine ortasını bıçakla kesip beyaz peynir krem peynir karışımından sürüyoruz. Kapatıp ağız kısmına krem peynir sürüp maydanozlara batırıyoruz. Bazılarını da rendelenmiş kaşara batırıyoruz. Servis tabağına diziyoruz. Afiyet olsun.

Maydanozun Faydaları:

• Anne sütünü azaltarak aşırı süt israfını durdurur.
• Emziren kadınların göğüslerindeki süt tıkanmalarına sıcak lapası iyi gelir.
• Zihinsel yorgunlukları giderir, hafızayı güçlendirir.
• İdrar, gaz ve balgam söktürücü olup, terleterek ateşi düşürür. Zehirli maddelerin ve vücutta biriken suyun dışarı atılmasını sağlar.
• Kan dolaşımını, sindirim ve solunum sistemini düzenler, zorlukları giderir. 
• Yüksek tansiyonu düşürür.
• Yaraları iyileştirir, şişlikleri ve bu şişliklerin morartılarını alır.
• Kompres yapılması durumunda, gözleri dinlendirir, görmeyi kuvvetlendirir.
• Saçlara friksiyon yapılarak saç dökülmeleri yavaşlatır.
• Romatizma ve nikris ağrılarını azaltır. Mesane ve böbrek taşlarının dökülmesini sağlar, idrar yollarını temiz tutar. Ancak böbrek enfeksiyonlarında şikayetçi olanları yemesi pek tavsiye edilmez. 
• Bağırsaklardaki parazitlere karşı etkilidir.
• Karaciğerde oluşan şişliği alır.
• Kötü ağız kokularını giderir. Yüze renk ve canlılık kazandırır.

Her şekilde kabulüm olan yiyecekler vardır benim. Sizin de öyle mi bilmem ama bunlardan biri bezelyedir. Hani sucuklu yumurtada sucuğu arayan sabah açları gibi bende bezelyenin olduğu her yemekte önce onu seçerek yemeyi severim. E bu kadar seviyorsam tabi ki yemeğine de bayılırım. Bezelye yemeği nasıl yapılır diye hiç araştırmadan direk yediğim tariflerle deneyimledim. Yani sormadım araştırmadım bu yemeği öğrenirken. Annem de sevmediği için ondan da öğrenmedim. Kendime güvendiğim ve sevdiğim bezelye yemeği yapılışını zevkle anlatacağım. Haydi başlayalım.



Bezelye Yemeği

Yarım kg ayıklanmış bezelye
1 adet soğan
1 adet havuç
1 adet patates
1 yemek kaşığı karışık salça(sadece domates de kullanabilirsiniz)
1 yemek kaşığı zeytinyağ
1 yemek kaşığı tereyağ
1 tatlı kaşığı pul biber
1 çay kaşığı karabiber
1 yemek kaşığı tuz
1 lt su(yarısı tavuk yada et suyu olabilir)



Patates, havuç ve soğanı soyuyoruz. Soğanları minik minik doğrayıp, patates ve havuçları küp küp doğruyoruz. Tencereye yağları koyup altını açıyoruz. Yağı eritince soğanları ekliyoruz ve soğanlar pembeleşince salçayı kavurup karabiber, pul biberi atıyoruz. Patates ve havuçları biraz karıştırdıktan sonra bezelyeleri suyu ve tuzu atıp orta ateşte hepsi yumuşayana kadar pişiriyoruz. Afiyet olsun.

Bezelyeyi yedik. Peki faydalarına da bakalım mı?

Bezelyenin Faydaları:

• Mide ve bağırsaklar için faydalıdır. 
• Leke ve çil giderici özelliği vardır. 
• Cildin yaşlanmasını engeller, cilde parlaklık verir.
• Bağışıklığı güçlendirir. 
• Mide kanserini engeller
• Kilo aldırmadığı için diyet yapanlar için ideal bir yiyecektir. 

Bu tarif listemin en yeni tarifi oldu. İlk defa yaptım ve çok da beğendim. Baya da yedim ayıptır söylemesi. Aslında böyle şeyler denemek lazım arada farklı tatlar be değişiklik iyi geliyor insana. Tadı da tutarsa değme keyfine. Sanırım isminden geldiği gibi ne varsa ne bulunduysa koyulmuş içine. Çoğu yemeklerde böyle bulunmaz mı zaten. Mesela aşure gibi. Neyse velhasıl kelam gelelim çoban pilavı nasıl yapılır? Çoban pilavı yapılışı aşağıdaki gibidir.



Çoban Pilavı

4 kişiliktir    Süresi:40 dakika

2 su bardağı pirinç
1 su bardağı bulgur
1 adet orta boy soğan
1 tatlı kaşığı tuz
1 çay kaşığı karabiber
1 yemek kaşığı zeytinyağ
1 yemek kaşığı tereyağ
2 yemek kaşığı kuş üzümü
4 su bardağı su
İsteğe göre yeşil soğan ve taze nane



Öncelikle soğanları küp küp doğrayıp yağ eriyince tencereye atıp kavuruyoruz. Bu arada pirinç ve bulgurları yıkıyoruz. Soğanların üzerine koyup biraz çeviriyoruz. Kuş üzümlerini yıkayıp ekliyoruz. Tuz, karabiber ve suyunu da ekleyip. Kısık ateşte pişiriyoruz. Pirinç ve bulgurların pişip pişmediğini kontrol ediyoruz ve demliyoruz. Afiyet olsun.

Pirincin Faydaları:

• Besleyici olmasından ötürü gelişmeye yardımcı olup bedenin ihtiyacı olan gerekli kaloriyi sağlar.
• Hipertansiyonu düşürür ve kandaki üre oranını azaltır. 
• Bol miktarda su ile kaynatılan pirinç süzüldükten sonra kalan suyu içilirse, ishali keser. 
• Haricen yüz yıkanırsa cildi güzelleştirir, zindelik kazandırır. Saçı, kirpikleri ve kaşları uzatır. Pirinç unu yaraları kurutmak için kullanılır.

Temel Reis ile bir kan bağım olduğunu düşünmüyorum, Barış Manço da değildir herhalde.😊 Ama bu ıspanak sevgim onlar kadar vardır diyebilirim. Ispanak yemeği ve ıspanaklı böreğe bayılırım. Evet küçüklüğümde de severdim kendisini. Aslında artık şimdilerde çocuklara yedirme çabasında olduğumuz ıspanak, pırasa değil de brokoliler, karnabaharlar aldı yerini. Zaman geçerken bildiğimiz her ezberi bozuyor azizim. Bugünkü yazımda ıspanak yemeği nasıl yapılır onu anlatacağım. Ispanaklı böreği başka yazımda anlatırım. Şimdi gelelim ıspanak yemeğinin yapılışına.



Ispanak Yemeği

4 kişiliktir    Süresi 40 dakika

1 kg ıspanak
1 orta boy soğan
1 yemek kaşığı sıvı yağ
1 yemek kaşığı margarin yada tereyağ
1 yemek kaşığı domates salçası
1 tatlı kaşığı pul biber
1 çay kaşığı karabiber
Yarım çay bardağı pirinç
1 litre su



Ispanak yapmaya saatler önce karar verdiyseniz bol sirkeli suda köklerini kestiğiniz ıspanakları pişireceğiniz zamana kadar bekletin. Eğer hemen yapacaksanız ilk işiniz ıspanağın köklerini kesip sirkeli bol suya koyun. Onlar beklerken soğanı doğrayın. Tencere yağları koyun eridikten sonra soğanları koyun  ve pembeleşene kadar ıspanakları bol suda yıkayıp iri iri doğrayın. Soğana salçayı koyup biraz kavuruyoruz. Üzerine pul biber ve karabiber ekleyip ıspanakları kavuralım. Kavrulup suyunu salınca pirinçleri yıkayıp ekleyelim. Suyunu tuzunu ekleyip ağzını kapatıp orta ateşte arada kontrol ederek pişiriyoruz. Afiyet olsun.

Ispanağın Faydaları:

• Yenilmesi yada kaynatarak, günde 3-4 fincan içilmesi durumda; karaciğer, pankreas ve safra kesesi gibi iç salgı bezlerini uyarır.
• Alyuvarları yenilerek dokulara bol oksijen gitmesini sağlar. Kalp kaslarının kuvvetlenmesinde etkilidir. Kansızlığı giderir.
• Sindirim sistemini rahatlatır, hazmı kolaylaştırıp kabızlığı engeller.
• Ruhsal çöküntüleri ortadan kaldırır, kişinin asabi kimliğini rahatlatır.
• Şeker hastalıklarının kandaki şeker miktarını düzenler, kansere ve vereme karşı korur.
• Havadaki kötü gazların solunmasından doğabilecek rahatsızlıkları önler.
• İçinde bulunan demir, vitamin ve çeşitli enzimlerin bolluğundan dolayı hamile anneler için oldukça faydalıdır. Doğacak çocuğun sağlıklı olmasını sağlar.
• Haşlanmış sebzenin suyu süzüldükten sonra yapılan lapası, yanık yaralarına, cerahatli yaralara, deri hastalıklarının çoğuna faydalıdır.
• Diş çürümelerini engeller. Parmaklardaki dolamaya iyi gelir.
• Sıcak özsuyu iyi bir müshil etkisi gösterir.

Bazen pratik olmak yada vakit kazanmak gereken zamanlarımız olur hepimizin. Habersiz misafirimiz gelmiş olabilir yada bir telefon konuşmasıyla kız toplanması, sabah erkenden verilen piknik kararı. Bebekli yada çocukluysanız pratik lezzetler de istiyor olabilirsiniz. Pandispanyayı beceremiyor yada kekinizi kabartamıyorsanız, pasta seviyor ama pastahanelere güvenemiyorsanız bu tarifim size gelsin o zaman. Dankek in hazır rulo kekiyle şipşak pasta yapacağız. Evet doğru duydunuz. Sadece 5 malzemeyle 10 dakikada tadına doyamayacağınız bir pastanız olacak. Şimdi sıkı durun dankek kubbe pasta nasıl yapılır hep  birlikte bakalım.
Dankek Kubbe Pasta

4 kişiliktir    Süresi: 10 dakika

1 adet dankek rulo muzlu-çikolatalı
1 paket krem şanti
1 çay bardağı süt
1 paket benimo yada sevdiğiniz bir bisküvi
2 yemek kaşığı damla çikolata
İsteğe bağlı üzerine çikolata sosu



Öncelikle sütle krem şantiyi hazırlayalım ve buzdolabına alalım. Bu arada o soğurken keki ince ince dilimleyelim. 16-20 adet dilim çıkarabilirsiniz. Kekiniz çok sıcak ortamda kaldıysa kesimi zorlaşabilir. O yüzden keserken kek biraz sert olursa işiniz kolay olur. İçine kullanacağınız bisküviyi de küçük parçalar halinde kesiyoruz. Yuvarlak bir kaseyi streç ile kaplayıp dışarı taşmasını sağlıyoruz. Dilimlediğimiz kekleri tabana ve yanlara her yeri kaplayacak şekilde duvar olarak kullanıyoruz. Dolaptan çıkardığımız krem şanti içine bisküvileri ve damla çikolatayı ekleyip iyice karıştırıyoruz. Damla çikolatadan biraz üzerine ayırabilirsiniz. Yaptığınız karışımı dizdiğiniz kek dilimlerinin üzerine döküp bastırarak her yere yayıyoruz. Kek dilimleri arasındaki boşlukları karışımla kapatıyoruz. Yanda kalan kek dilimleriyle üzerini kapatıp kasenin dışına taşırdığımız streçi kapatıyoruz. Kaseden çıkarıp derin dondurucuda en az 2 saat bekletiyoruz. Çıkarınca streç filmi atıp servis tabağına alıyoruz. İsteğe bağlı olarak üzerine çikolata sosu yada benmari usulü çikolata da dökülebilir. Üzerine de az miktarda damla çikolata ile süsleyebilirsiniz. Afiyet olsun.

Bazen pilav sade kaldı, bazen yemek yalnız diye hazırlarken salatayı, bazen de sadece karnımızı doyurmak için bile tercih ederiz. Diyetin yıldızı, yaz aylarının göz bebeği yeşil salata sevmeyen yoktur herhalde. Bulunduğunuz mevsime göre içindekiler değişse bile artık her mevsim her sebzeyi, yeşilliği bulmak mümkün oluyor biliyorsunuz. Yeşil salata nasıl yapılır, yapılışı nasılsır bilmeyen yoktur belki de. Belki de benim yaptığım şekilde de denemek istersiniz diye şuraya bırakıyorum.



Yeşil Salata Tarifi

4 kişilik.    Süresi 10 dakika

Yarım demet maydanoz
3 yaprak kıvırcık
Yarım demet roka
Yarım demet kuzu kulağı
5 adet kiraz domates
1 adet salatalık
1 küçük boy kuru soğan
Yarım limon suyu
1 yemek kaşığı zeytinyağ
1 tatlı kaşığı nar ekşisi
1 tatlı kaşığı tuz
1 çay kaşığı sumak tozu
5-6 adet acı biber turşusu
Yıkamak için bol su ve sirke



Öncelikle tabi ki büyük bir kaba su doldurup içine sirke döküyoruz domates, salatalık ve soğanı yıkayıp yeşillikleri bu suya bırakıyoruz. Onlar beklerken domatesleri ikiye sonra tekrar ikiye, salatalık ve soğanları da küp küp doğrayıp bir kasede zeytinyağ, limon suyu, nar ekşisi, sumak ve tuzu karıştırıyoruz. Sudan çıkardığımız yeşillikleri akan suda yıkayıp çok küçük olmayacak şekilde doğruyoruz. Büyük bir kasede servis edeceğimiz zaman hazırladığımız sos ile yeşillikleri karıştırıp servis tabağına alıp üzerine biber turşularını koyuyoruz. Afiyet olsun.

Maydanozun Faydaları:

• Emziren kadınların göğüslerindeki süt tıkanmalarına sıcak lapası iyi gelir. Anne sütünü azaltarak aşırı süt ifrazatını durdurur.
• Zihinsel yorgunlukları giderir, hafızayı güçlendirir.
• İdrar, gaz ve balgam söktürücü olup, terleterek ateşi düşürür. Zehirli maddelerin ve vücutta biriken suyun dışarı atılmasını sağlar.
• Kan dolaşımını, sindirim ve solunum sistemini düzenler, zorlukları giderir. 
• Yüksek tansiyonu düşürür.
• Yaraları iyileştirir, şişlikleri ve bu şişliklerin morartılarını alır.
• Kompres yapılması durumunda, gözleri dinlendirir, görmeyi kuvvetlendirir.
• Saçlara friksiyon yapılarak saç dökülmeleri yavaşlatır.
• Romatizma ve nikris ağrılarını azaltır. Mesane ve böbrek taşlarının dökülmesini sağlar, idrar yollarını temiz tutar. Ancak böbrek enfeksiyonlarında şikayetçi olanları yemesi pek tavsiye edilmez. 
• Bağırsaklardaki parazitlere karşı etkilidir.
• Karaciğerde oluşan şişliği alır.
• Kötü ağız kokularını giderir. Yüze renk ve canlılık kazandırır.

Rokanın Faydaları:

• Karaciğer ağrısını alır, karaciğer ve dalak hastalıklarında kullanılır. 
• Sarılık hastalığına iyi gelir, safra ifrazatını arttırır.
• İdrarı söktürür, sindirim sistemini rahatlatarak hazmı kolaylaştırır. 
• Sıtma hastalığı yüzünden oluşan yüksek ateşi düşürür.
• Fazla olan karın suyunu boşaltır. Kanın temizlenmesini sağlar.
• Eklem iltihaplanmalarında iltihabı kurutma açısından oldukça etkilidir.
• Aç karnına yenildiğinde koltuk altı ter bezlerinin kötü koku salmasını engeller.

Kuzu Kulağının Faydaları:

• Mide ve bağırsaklardan şikayetleri olanlara faydalı olur.
• Bağırsakları yumuşatır, kabızlığı giderir ve bağırsak parazitlerini döker.
• Bedene zindelik kazandırır, kişiyi ferahlatır.
• Ateşi düşürür, kolik rahatsızlığının sebep olduğu karın ağrısını alır.
• Kanlı ishal ve hemoroid tedavisinde kullanılır.
• Zeytinyağ ile karıştırılıp yapılan merhemi, egzamaya, sivilcelere, iltihaplı çıbanlara ve ağız kenarlarında oluşan yaralara iyi gelir.
• Elma şurubu ile karıştırılıp yenilirse iyileşmeyen yaraları geçirir.
• Lapası sıraca hastalığına faydalı olur.

Bebekler altıncı ayından sonra birçok yiyeceği yemeye, tatmaya başlar. Bunlar 3 gün kuralı ile yapılarak neyi sevip sevmediğini 3 denemede anlayabiliriz. Bebeklerin ilk tanıştıkları hiç şüphesiz ki kabaktan yanadır. Kolay sindirebildikleri ve oldukça faydalı olan kabak tercihinizse ve bebeğiniz kabak, havuç ve patates üçlüsünde olan bir çorbayı sevmediyse sizde bu tarifi deneyebilirsiniz. Merak etmeyin bebeklere altıncı ayından sonra acı olmadığı takdirde biber yedirebilirsiniz. Oldukça faydalı, vitamin deposudur. Size alternatif olacak bebeklere kırmızı biberli kabak çorbası nasıl yapılır anlatayım.



Bebeklere Kırmızı Biberli Kabak Çorbası Tarifi

1 adet kabak
1 küçük boy patates
Yarım kırmızı biber yada 1 adet dolmalık kırmızı biber
1 yemek kaşığı irmik
1 tatlı kaşığı zeytinyağ
250 ml kaynamış ılık su yada içme suyu



Öncelikle sebzeleri minik minik doğruyoruz. Bir tencereye sebzeleri, zeytinyağı, irmik ve suyu ekleyip sebzeler yumuşayana kadar  pişiriyoruz ve çoğu bebek çorbası gibi  blenderden geçiriyoruz. Bu kadar basit. Afiyet şifa olsun.

Peki kırmızı biberin faydaları ne ki yediriyoruz? derseniz iite cevabı;

Kırmızı Biberin Faydaları:

• Önemli bir C vitamini kaynağıdır.
• Midenin çalışmasını sağlar, iştah açar hazmı kolaylaştırır.
• Mide ve bağırsak gazlarını giderir.
• A vitani, B6 vitamini ve folat kaynağıdır.
• Bol miktarda da likopen içerir.

Sağlık önemli şey tabi ki. Ama bir de can boğazdan gelir diye bir şey var ki sormayın. Tad almayı güzel ieyler yemeyi seviyoruz ülkecek vesselam. Ama ikisi bir arada olmaz mıydı diye öok düşünürüm. Çıkan tatları da paylaşmayı severim. Bakalım sağlıklı kek nasıl yapılır? İsmine bakmayın tadı bir harika.



Sağlıklı Kek Tarifi

2 yumurta
1 su bardağı süt
1 su bardağı tatlandırıcı
2 yemek kaşığı hindistan cevizi yağı
Yarım su bardağı iri çekilmiş ceviz
1 havuç
1 tatlı kaşığı tarçın
1 paket kabartma tozu
1 paket şekerli vanilin
2,5 su bardağı un



Öncelikle tatlandırıcıyla yumurtaları iyice çırpıp yağ ve süt ekleyip yine çırpıyoruz. Üzerine un, kabartma tozu, tarçın ve vanilini ekleyip karıştırıp en son ceviz ve havuç ekleyip karıştırıyoruz. Önceden ısıtılmış 170 derecelik fırında ilk 20 dakika açmadan 30 dakika pişiriyoruz. Kürdanla kontrol edip ona göre çıkarıyoruz ve soğuyunca servis ediyoruz. Afiyet olsun.

Ee sağlıktan bahsettik
Peki içerisindeki ceviz, havuç ve tarçının faydalarına bakalım mı?

Cevizin Faydaları:

• Taze yemişi balla karıştırılıp yenilirse, vücuta kuvvet verdiği gibi mideyi de güçlendirir.
• Yeşil kabuğunun dövülmesiyle çıkan suyu balla karıştırılarak yenilirse boğaz ve bademcik iltihaplarına iyi gelir. 
• Tomurcukları ezilip yumurta sarısı ile karıştırılarak, saç dökülmesi ve kepeklere karşı kullanılır. 
• Tomurcukları aşırı adet kanamalarına, yaralanma sonucu oluşan kanamalara iyi gelir.
• Hemoroid ve kanlı ishale iyi gelir.
• Taze yaprakları kan şekerini düşürür.
• Yaprakları ve yeşil kabuklarının kaynamış suyu haricen iltihaplı yaraları temizler, mikropları öldürür.

Havucun Faydaları:

• Havuç suyu kemiklerin ve sinirlerin oluşumu için oldukça elzem bir maddedir.
• Çocuklar için sağlıklı beslenmenin en iyi gıdalarından biridir. İştah açıcıdır.
• Taze havuç güneş yanıkları için püre yapılıp sürülürse iyi sonuç verir.
• Kuru kabuklu deri hastalıklarında, özellikle uyuz ve kaşıntıya iyi gelir.
• Sıraca diye bilinen deride ve daha çok boyunda görülen lenf düğümlerinin şişkinliği ile bilinen ve bir tüberküloz türü olan hastalıkta, bu lapa sıcak olarak tatbik edilir.
• Tohumları kaynatılıp içilirse emziren annelerin sütlerinde artış olur.
• Sürekli kullanımda müzmin kabızlığı iyi eder.
• Çocuk ishallerini engeller. Bağırsak enfeksiyonlarında, mide ve bağırsak kanallarını tedavi edicidir. Mide ve bağırsak gazlarına karşı faydalıdır.
• Mide ve bağırsak ülserinde rahatlatıcıdır. 
• Göz hastalıklarında ve gece körlüğü şikayetlerinde etkileyicidir.
• Diş etlerini güçlendirir ve bedene zindelik kazandırır.
• Boyun ve boyun üstü bölgelerdeki yaşlılık kırışıklıklarına karşı etkilidir.
• Göğüs üşütmelerinde göğsü yumuşatarak öksürüğü keserek kişinin rahatlamasını sağlar.
• Astım, bronşit, verem gibi göğüs hastalıklarında tedavi edicidir. 
• Üşütmeye bağlı ses kısıklığına iyi gelir.
• Kalp hastalıklarına, damar sertliğine ve sarılığa faydalıdır.
• İskorbüt ve raşitizm gibi rahatsızlıklarda tedavi edicidir.
• Tirişin diye bilinen parazitin düşürülmesinde önemlidir.
• Kadınların aybaşı dönemini düzenleyerek, kanamaların muntazam olmasını sağlar.

Tarçının Faydaları:

• Gripal enfeksiyonlara ve soğuk algınlığına iyi gelir.
• Midenin çalışmasını sağlar, hazmı kolaylaştırır, iştah açar.
• Bağırsak parazitlerinin dökülmesini sağlar,
• Bağırsak gazlarını ve kabızlığı giderir.
• Bedenin hastalıklara karşı olan direncini arttırır.
• Kalbi kuvvetlendirir ve kasları uyarır.
• Aşırı çalışmaktan ve düşünmekten oluşan yorgunlukları alır ve depresif sıkıntıları giderir.
• Cinsel isteği arttırarak cinsel arzuyu körükler.
• İstem dışı ağrılı kasılmaları durdurur.

Güney Anadolu'nun en önemli lezzetlerinden kuru patlıcan dolma yapışı ile geldim size. Kendisi tüm Türkiye'ye açılmış nadide lezzettir. Her eve girmeli ve herkes tatmalı diye düşünüyorum. Ben çok severim ama en iyi yapan bence Diyarbakır yöresidir. Komşularımız vardı sağ olsunlar öğrettiler, yedirdiler, gönderdiler. En güzel onlar yapsa da naçizane benden de kuru patlıcan dolma tarifi gelsin mi? Haydi bakalım.


Kuru Patlıcan Dolma Tarifi

2 adet kuru soğan
2 diş sarımsak
1yemek kaşığı domates salçası
1 yemek kaşığı biber salçası
1 su bardağı pirinç
1 çay bardağı sıvı yağ
1 yemek kaşığı tuz
2 yemek kaşığı sumak tohumu
1 yemek kaşığı nane
1 tatlı kaşığı sumak
1 tatlı kaşığı pul biber
1 tatlı kaşığı karabiber
1 tatlı kaşığı isot
3 su bardağı su



Öncelikle bir tercih yapmalısınız. Eğer bir gün önceden pişirmeye karar verdiyseniz; patlıcanları bol suya koyup sabaha kadar bekletmelisiniz. Sumak tohumlarını da 1 bardak suya koyup sabaha kadar bekletilmelidir. Eğer aynı gün yapacaksanız patlıcanları yumuşayana kadar haşlamalı, sumak tohumlarını da 1 su bardağı sıcak suya koymalısınız ki o da patlıcanlar haşlanana kadar beklesin. Bu arada iç harcı hazırlamak için soğanları ve sarımsakları minik minik doğrayın. Pirinçleri iyice yıkayın  ve süzün. Tencereye yağ ve doğranmış soğanları ekleyip kavurup üzerine salçaları ve sarımsağı ekleyip karıştırıp pirinçleri de baharatlarla ekleyip karıştırıyoruz. Suya koyduğumuz sumak köklerinin yarı suyunu süzüp tencereye döküp karıştırıp suyu çekmesini bekliyoruz. Çekince kapağı kapatıp 10 dakika kadar demlendiriyoruz. Bir tatlı kaşığı yardımıyla sudan çıkarıp süzdüğümüz patlıcanların içini yarısına kadar dolduruyoruz. İki patlıcandan dar ağızlı olanı geniş ağızlı olanın içine koyup birbirleriyle kapatıyoruz. Dolma taşı varsa onu yoksa bir tabak kapatıp kalan sumak suyu ile suyu birleştirip üzerine boşaltıyoruz. Orta ateşte suyu çekene kadar kontrollü pişiriyoruz. Çatalla kontrol edip pişmediyse su ekliyoruz. Pişince servis ediyoruz. Afiyet olsun.

Peki patlıcanın faydaları nelerdir biliyor muyuz?
Patlıcanın Faydaları

• Kalp hastalıklarına karşı faydalı olup kalp çarpıntılarını giderir. Sinirleri teskin eder.
• Karaciğer ve pankreas bezinin sağlıklı çalışmasına etki eder.
• Böbrek ağrılarını alır ve idrar söktürür.
• Kansızlığı giderir.
• Aşırı kilolu insanların kilo vermesi için idealdir.
• Lapası çıbanların ve yanık yaralarının çabuk iyileşmesini sağlar.
• Ancak ileri derecede mide, bağırsak, karaciğer, şeker ve cilt hastalıkları olanların patlıcan yemeleri pek tavsiye edilmez. 
• Eğer bu şikayetleriniz yoksa diğer tüm faydalarından faydalanabiliriz.

Dolmanın kendi patlıcan olsa da içerisinde soğan, sarımsak ve baharatların da faydası olunca yeme de yanında yat bir deva oluyor kendisi. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.

Bebeklerin odası ayrılması için en az iki ayı beklemek gerektiği söylenir. Sonrasında istediğiniz zaman ayırabilirsiniz. Ama ne kadar erken ayrılırsa o kadar çabuk alışır kendi odasına. Peki bebeğin uyku, oyun ve diğer vaktini geçireceği oda rengi tercihi nasıl olmalıdır?



Öncelikle tek renk olmamalıdır ama karışık renkte de olmamalıdır. Tek renk sıkabilir ve farkındalığını engellerken çok fazla renk de karmaşa ve dikkat dağınıklığına sebep olabilir. Yazı başlığında olduğu gibi bebekler için olan bir yazı bu. Çocuklarda durum daha farklıdır. Bebeklerin görmesi yeni oturduğu için onları sıkmamalı yada boğmamalıyız. Evet renkler bunları çok da kolay yapabilir. O yüzden en az iki en fazla üç renk kullanmalıyız. Boğucu renkler yerine de ferah ve iç açıcı renkler olmalıdır. Mesela kahverengi, lacivert, siyah veya bordo yerine sarı, pembe, mavi, yeşil yada beyaz kullanılmalıdır. Kırmızı, mor ve gri kullanırken dikkat edilmeli ve kararında kullanılmalıdır. En önemlisi oda rengi mat olsa bile objeler bebeğin dikkatini çekecek şekilde olmalıdır. Bunlar ne olabilir? Mesela abajur, gece lambası, avize, yastık, battaniye, yatak koruyucu, halı, perde, tablo gibi. Umarım bu yazı huzurla uyuyan mutlu oynayan bir bebeğiniz olmasına yardımcı olur. Keyifle kullanmak dileğiyle hoşça kalın.

Peki ben bu konuda neler kullandım bakalım.
Oda için beyaz, gri ve mavi kullandım. Ana renk beyaz oldu ki duvarlar ve mobilyalar beyaz. Bunu odanın ferah ve temiz görünmesi için yaptım. Tek duvarda gri kullandım. Ayrıca parkeler de beyaz üzeri gri damarlı ve halıda gri kırçıl çizgili. Odadaki tekstil ürünlerinde bir kısmı gri beyaz. Bunlar tül beyaz, fon gri. Yatak koruyucuları, emzirme yastığı, baby nest, alt değiştirme masa örtüsü, yatak koruyucular gri beyaz iken, nevresim takımı ve emzirme koltuğunu mavi kullandım. Gece lambası sepetler de mavi aksesuar.
Siz de kendi bebeğinize düşlerinizdeki gibi bir oda verebilirseniz ne mutlu size. Sağlıcakla kalın.

Misafirliğe giderken kurtarıcı tatlılarımızdan olan ekleri  tarifini buraya bırakıyorum. Ee herşey pahalılaşıyor, artık evde yapma dönemi başladı.



Ekler Tarifi

12 kişiliktir    Süresi:40 dakikadır

2 paket kedi dili bisküvi
Islatmak için 1 su bardağı süt
Muhallebi için
1 yumurta sarısı
2 bardak süt
2 yemek kaşığı un
1 yemek kaşığı nişasta
1 çay bardağı şeker
1 paket şekerli vanilin
50 gr labne
Üzeri için
1 paket çikolatalı puding(isteğe göre benmari çikolata)
3 su bardağı süt
Hindistan cevizi



Muhallebi için bir tencereye labne ve vanilin hariç tüm malzemeyi ekleyip kıvam alana kadar karıştırıyoruz ve ilk sıcaklığı geçince labne ile vanilini ekleyip çırpıyoruz. Başka tencerede pudingi üzerindeki tarife göre hazırlayıp soğumaya bırakıyoruz. Bir tepsiye bisküvilerin yarısını süte batırıp diziyoruz. Üzerine  muhallebisini dikkatlice sürüp kalan bisküvileri ıslatıp kapatıyoruz. Üzerine pudingi istediğimiz yoğunluğa göre döküp hindistan ceviziyle süslüyoruz. Afiyet olsun.

Bazı lezzetler vardır ki oldukça basit ama bir o kadar da tatlı krizi geçiricidir. Bisküvili muhallebi tatlısı yapılışı da basittir. Bu tatlı hem doyurucu hem hafif hemde tatlı isteğinizi karşılar ve aynı zamanda ucuzdur. Bildiğiniz tüm basit tarifleri içerir. Ama görüntüsü ve tadı muhteşemdir. Hatta renkleri ve görüntüsü size kalmıştır. Haydi başlayalım mı bisküvili muhallebi nasıl yapılıyor görelim.


Bisküvili Muhallebi Tarifi

1. Kat İçin
1 paket çikolatalı puding
3 su bardağı süt
2. Kat İçin
2 paket bisküvi(oreo, burçak, sultani, kremalı vs)
Ben sultani kullandım
3. Kat İçin
1 yumurta sarısı
2 su bardağı süt
2 yemek kaşığı un
1 çay bardağı şeker
1 yemek kaşığı nişasta
1 paket vanilin
50 gr labne
Üzeri İçin
2 adet kivi



Öncelikle bir tencereye labne ve vanilin hariç muhallebi malzemelerinin hepsini alıyoruz. Orta ateşte muhallebi kıvamına gelene kadar karıştırıyoruz. Altını kapatınca vanilin ve labneyi boşaltıyoruz ve iyice çırpıyoruz. Bir kenarda bekletiyoruz. Pudingi de tarife göre hazırlıyoruz ve bisküvileri blender kullanarak un haline getiriyoruz. Bir kup yada kase içerisine önce puding  sonra bisküvi üzerine de muhallebiyi döküyoruz.  Kivileri doğrayıp süslüyoruz. Sıcaklığı geçince buzdolabına koyuyoruz. İstediğimiz zaman afiyetle yiyoruz. Afiyet olsun.

Evde zaten çamaşırlar kaç parçaya ayrılıyordu. Şimdi birkaç parçaya daha mı ayrılacak yani diyorsunuz. Tabi ki bebeğiniz için haftada iki makine çamaşır fazla yıkamak hiç sorun olmaz biliyorum. Şimdilerde sadece tüketim olsun, alıcı olsun, satış olsun diye yüzlerce ürün var. Bebeklere özel deterjan, yumuşatıcı, sıvı sabun derken bir ürünle halledeceğimiz işi beş parçayla halletmek israf, satış demek yanında sağlığa zarar demek istiyorum. Aslında bebekler için sadece arındırma yapsak yeter değil mi? En doğal yüzyıllardır kullanılan beyaz sabun yeterli herhalde bunun için. Üstelik artık matikleri de olduğu için dert etmeniz gereken bir durum yok. Yumuşatıcı mı diyorsunuz. Bebeğinize aldığınız her şey 100%100 pamuklu olduğu için kireç yüzünden çok da çabuk sertleşmeyecektir. Zaten her giydiğini hızlı büyüdüğü için yıllarca giymediğinden yumuşatıcı kısmını da attık. Deterjan sıvıymış katıymış bu durumda pek farketmiyor. Çünkü konsantre deterjan olmasına gerek olmayacak kadar etkilidir. konsantreler neden kullanılmaya başlanmıştı. Az deterjan kullanıp çok çamaşır yıkamak için. Zaten beyaz sabun çok köpürdüğü için az atmış olacaksınız.



Alacağınız bir paket ile neredeyse 3-4 ay çamaşır yıkacaktır. Beyazlar, renkliler diye bir derdiniz de olmayacak. Hatta sizin deterjan bittiğinde acil durumlarda onu da her renkteki çamaşıra kullanabilirsiniz. Zaten o zaman çamaşırların yumuşak ve temiz olması ne demek hak vereceksiniz.Bir anne olarak marka tercihimi söylemek istemiyorum. Çünkü sizin bebeğiniz bizimki değil bizimki de sizinki. Yeter ki şans verin. Hoşçakalın. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.

Turistler Türkiye'ye geldiklerinde tatmaları gereken lezzetler arasına döneri de aldıklarına göre benim döner hakkında şöylede güzel böylede lezzetli dememe gerek yok sanırım. Olay gayet açık ki Türkler yurt dışında bir çok ülkede dönerci dükkanı, restoran açıyorlar. O yüzden ki ev yapımı döner nasıl yapılır tarifini vereceğim. Bu tarifi neden veriyorsun diyenler olabilir. Zaten 3 5 liraya canımız isteyince dışarıdan yiyoruz  diyenler olabilir. Artık hileler, tazelik, baharatlar ve ateş her şey sıkıntı olmaya başladı. Bir kere ateşe teması olmayacak,  içine ne koyduğunuzu çok iyi bileceksiniz. Yağ olmayacak ve sizin elinizden çıkması da havası. Düşünsenize size misafir gelecekmiş haber verdiler. Sizde 'o zaman size döner yapayım diyeceksiniz.' Vay be. Neyse lafı çok uzattık, yurt dışına gittik, eve geldik, misafir geldi ama bizde hala tarif yok.😊 Bakalım ev yapımı tavuk döner nasıl yapılır, yapılışı nasıl kolaydır.

Mantı var dediklerinde diyeti unutabilirsiniz, eve gitmeyi unutabilirsiniz, marketten alacağınız her şeyi unutabilirsiniz. Yarın önemli iş toplantısı olduğunu unutabilirsiniz. Ama yedikten sonra sarımsağı yarına kalabilir, diyete yazık, evdekilere ayıp olabilir. İşte bu kadar güzel bir lezzet ama bu kelimeler de yeterli olmadı bence anlatmaya. Bende dedim ki madem bu kadar seviyoruz ve vazgeçemiyoruz. Vazgeçmeyelim o zaman mantıdan. Tabi en azından da sağlıktan da vazgeçmeyelim. Umarım tüm spor severler ve diyet yapanlar musmutlu olurlar. Haydi bakalım sağlıklı mantı nasıl yapılır.

Bebek bezi tercihi nasıl yapılır? Aslında bebeğe bir çok tercihi biz değil bebeğin kendisi yapar. Bize düşen sadece bunu anlamaktır. Sadece popüler olsun diye yada üstündeki karakteri sevdiğiniz için seçmeyin bebek bezinizi. İlk önce bir tercih yapın tabi ki ve deneyin.


Pişik oluyor mu, sızma yada taşma yapıyor mu? Terletiyor mu, uyandırıyor mu gibi detayları ancak siz farkedebilirsiniz.  Eğer bunlardan sadece biri bile varsa bebeğinizin mutlu olmasını pek de isteyemezsiniz değil mi? Eğer 3-5 kere denediniz ve hala bulamadıysanız aramaya devam. Artık alternatifler artıyor, belki bir yerlerde sizi bekliyordur aradığınız beziniz. Şimdi düşünmeyin ucuz pahalı demeyin hangisi bebeğinize uyuyor deneyin. En önemlisi denemekten korkmayın.

İrmik deyince akan sular durur bende. Tatlı olarak ilk sıralarımdadır kendisi. Çok da pratik olan irmik helvası hem çok ağır ve şerbetli değil hemde kendine has özel bir tadı var. Lafı çok uzatmadan irmik helvası nasıl yapılır direk tarife geçeceğim.

İrmik Helvası Tarifi

6 kişiliktir   Süresi:20 dakikadır

100 gr tereyağ
1 bardak irmik
1 bardak şeker
1 bardak süt
1 bardak su

Öncelikle bir kabın içinde su, süt ve şekeri iyice karıştırıp şekerin erimesini sağlıyoruz. Bir tencerede tereyağı yakmadan sadece eritiyoruz. Üzerine irmiği ekleyip iyice kavuruyoruz ve bu esnada hiç bırakmadan sürekli karıştırıyoruz. Çünkü hemen yanabilir. Rengi koyulaşana kadar ve yakmadan orta ateşte yapıyoruz. Hazır olduğunda şerbetini ekleyip suyunu çekene kadar karıştırıyoruz. Suyunu çekince birkaç dakika daha karıştırıyoruz. Bitince kapağını kapatıp 10 dakika dinlendiriyoruz. İstediğimiz şekilde şekil verip servis ediyoruz.

Hayatınızda sizden doğan birine şampuan almak hiç de sanıldığı kadar kolay değil. Bunu ancak bu yazıya denk gelenler anlayabilir. Neden mi? Çünkü bebeğinize şampuan tercihinin önemli olup olmadığını düşündüğünüz için bu yazının içindesiniz değil mi? Şimdi size eskilerde şöyle yapardı, böyle olurdu demek isterdim ama işler hiç de eskisi gibi gitmiyor değil mi? Ne kalıp sabun aynı sabun. Ne de çocuklarımız. O yüzden bu yazıya gerek duydum. Şimdi isterseniz başlayalım. Bebeklere şampuan seçimi nasıl yapılır?



Öncelikle Eminönü'ndeki pasaja gidip toplu bir alışveriş yapacaksanız Banyo kısmını ordan almamalısınız. Ünlü bebek giyim ve bakım mağazalarından da almamalısınız. Bebeğiniz en az 1 yaşa gelene kadar bakım ürünlerini en azından banyo için olanları eczaneden almanızı tavsiye ederim. Çünkü bebeğiniz bu kirli dünyadan bihaber pırıl pırıl bir tenle dünyaya geldi değil mi? Onun bu pis dünyaya alışması için ve vücudunun yabancılık çekmemesi için biraz zamana ihtiyacı var. O zamanı ona sizden başkası veremez. Size tercih olarak önerim mustela olacaktır. Sadece eczanelerde bulacaksınız zaten. Eğer almaya bütçeniz yetmezse kampanyaları oluyor onları eczanelere sorabilirsiniz. Fiyatı 65 tl dir ama uzun süre dayandığı için 1 yaşına kadar kullanabileceğinizi düşünüyorum. Tabi ki her gün banyo ettirdiğiniz halde. Oğlunuz yada kızınız için bunu tek seferliğine yapabilirsiniz herhalde. Sonrası için vücudunun tepkisine göre bırakabilirsiniz zaten. Bu yazım sadece naçizane bir öneri olarak burada dursun. Görüşmek üzere.

Bazen bazı kelimelerin anlamı hiç de umduğunuz gibi çıkmıyor. Aynen bu kurabiyede olduğu gibi. Size kendisi akıllı ama tipinden dolayı adı çatlak olan bir kurabiye anlatacağım. Görüntüsü de insanı cezbediyor zaten. Sunumlarınızı, ikramlarınızı hoş tutacak bir tarif. Şimdi başlayalım bakalım çatlak kurabiye nasıl yapılırmış.


Çatlak Kurabiye Tarifi

1 tepsi çıkar.

1 yumurta
Yarım bardak sıvı yağ
Yarım bardak pudra şekeri
Yarım bardak kakao
1 paket vanilin
1 paket kabartma tozu
1 buçuk bardak un
Bulamak için pudra şekeri

Öncelikle bir kabın içinde şeker ile yumurtayı iyice çırpıyoruz. Sonra da katı olan tüm malzemeyi ekliyoruz. Biraz cıvık hamur olacak şekilde yoğurup en az 2 saat buzdolabında bekletiyoruz. Ceviz büyüklüğünde parçalar alıp pudra şekerine bulayıp önceden ısıtılmış fırında 180 derecede kontrol ederek pişirelim. Soğuyunca servis edelim. Afiyet olsun.

Kaz eti bilenler çoktur herhalde ama yiyen pek olmaz. Aslında başka ülkelerde yenir, bilinir ve farklı farklı tarifleri vardır  ama ülkemizde yöresel bir tat olmuştur. Peki kaz nasıl pişirilir, kaz pişirme tarifi nasıl yapılır? Çok da zor olmayan bu tariften biraz bahsedeyim.
Öncelikle kaz kurutulmuş olursa sizin çok da bir şey yapmanıza gerek kalmayacak. Tuzlanarak kurutulduğu için tuz bile atmayacaksınız. Sadece su ve düdüklü yeterli olacaktır.

Kerevizle geç tanışmama rağmen kendisini pek sevdim. Sanırım lise yıllarındaydı bir yakınımızın evinde tatmasam daha da geç kalırmışım  bu nimetten faydalanmakta. Ben yeni tadına baktığım lezzetleri farklılaştırmayı da seviyorum hani. Şimdi size alıştığınız çorba dışında patatessiz havuçsuz kereviz çorbası nasıl yapılır onu anlatacağım. Beğeneceğinize eminim.

Su böreğini kim bulmuş bilmiyorum ama değişik bir fikir. Yani başarılı olmuş değil mi? Düşünsenize yufkayı suya batırıyorsunuz. Tabi bu iş tecrübe ister, el becerisi ve yetenek ister değil mi? Yapamayanlar ama misafirlerine o tadı tattırmak isteyenler üzülmesin diye geldim, buradayım. Bir tepsi böreği yapacağız ama su böreği yemiş kadar olacaksınız. Şimdi size su böreği tadında tepsi böreği nasıl yapılır anlatayım.

Su böreği tadında tepsi böreği yapılışı nasıl haydi anlatayım.

8 kişiliktir     Süresi:40 dakikadır

5 adet yufka
Sosu için;
3 yumurta
1 su bardağı süt
1 su bardağı sıvı yağ
1 şişe soda
1 paket kabartma tozu
İç harcı için;
Ben keçi peyniri ve köy loru kullandım. Miktarı da sizin yoğunluk beğenmenize göre değişir.


Öncelikle iç harcı hazırlayalım. Bir yumurta sarısını ayırıp geriye kalan malzemeleri bir kabın içine koyuyoruz karıştırıyoruz. Yufkanın birini tepsinin üzerine yerleştirip fazla kalan kısımları kesiyoruz ve ayarladığımız parçayı bir kenara ayırıyoruz ki en son katı bununla yapacağız. Tepsiyi yağlayıp ilk parçayı seriyoruz. Üzerine sos üzerine yufka tekrar sos ve iç harç olarak hazırladığınız karışımı dökün. Ben keçi peyniri tuzlu olduğu için tuz kullanmadım. Sadece iki peyniri karıştırıp serpiştirdim. Üzerine yufka, üzerine sos tekrar yufka ve sos yapıp yufkaları bitiriyoruz. İlk kesip hazırladığımız yufkeyı üstüne serip kalan sosa ilk ayırdığımız yumurta sarısını ekleyip karıştırıp üzerüne döküyoruz ve dilimliyoruz. Önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında pişiriyoruz. Afiyet olsun.

Mantı, erişte, makarna hepimizin ülkece bayıldığı lezzetlerdir. Hatta öyle ki bazen hazırlama süresinde bile beklemeye dayanamayız O yüzdendir ki bir kere yaptığmızda senelik yaparız. Herkes yapar mı bilmem. Ama biz hep yaparız. Peki mantı saklama ve kurutma nasıl yapılır, mantı saklama ve kurutma püf noktası nedir? Bunlardan bahsetmek istiyorum.

Geniş bir alan yada malzeme
Temiz bez
Nemsiz ortam

Yazdan kışlıklarını hazırlayanlardansanız bu yazı size gelsin o zaman. Mantı, erişte yada makarna yaptınız. Öncelikle büyük bir tepsi, masa, sofra, kullanılmayan bir oda yani geniş bir alan lazım. Tabi yapacağınız malzemenin çokluğuna da bağlı. Ne kadar yer lazım olacağını şöyle düşünebilirsiniz. Açacağınız bir hamur iki kişilik olur genelde ve siz kaç hamur açacaksanız o büyüklükte bir yere ihtiyacınız olacak. Hazırladıktan sonra mantınızı koyacağınız yere temiz bir bez örtün üzerine de kestiğiniz mantıları serin üst üste gelmemelerine dikkat etmelisiniz. Çünkü o şekilde yapışıp kururlar. Siz hiç satın aldığınızda birbirine yapışık mantı yada erişte görmemişsinizdir. Sonra üzerine hafif un serpelim ve nemsiz bir ortamda hava sıcaklığına göre 1 yada 2 gün bekletelim. Zaten kurumuş olacaklardır ki kurumamışlarsa çok nemli bir ortamdadır. Yani mutfakta buhar olacağı için orada kurutamazsınız mesela. Biraz ters düz ederek 1 gün daha bekletip sonra kontrol edebilirsiniz. Eğer kuruysa bez bir torba, poşet, saklama kabı yada kavanoza koyabilirsiniz. Eğer mantınızın içinde bozulacak bir malzeme varsa mantıyı hazırladıktan sonra unlayıp 3 yada 4 saat sonra buzdolabı poşetine koyup derin dondurucuda 1 yıl bekletebilirsiniz. Afiyet olsun.

İnsan bir tatlıyı sevmeyip sahtesini sever mi? Bende de bir enteresanlık var herhalde diyeceğim ama tatlının içinde de tavuğun ne işi var diyesim de gelmiyor değil hani. Bence ben tek değilimdir, herhalde öyledir değil mi? Şimdi bakalım benim yalancı tavuk göğsü tarifim nasıldır.

Yalancı Tavuk Göğüsü Tarifi

12 kişiliktir     Süresi: 20 dakikadır
1 litre süt
1 bardak un
1 buçuk bardak şeker
125 gr margarin yada tereyağ
1 paket vanilin
Üzeri için tarçın

Öncelikle margarini eritip unu kavurdum. Un pembeleşince süt ve şekeri ilave edip koyu bir kıvamı olana kadar karıştırdım. Altını kapatıp vanilin ekleyip mikserde 3 dakika çırptım. Islatılmış tepsiye boşaltıp dolapta 2 yada 3 saat beklettim. Dilimleyip tarçın döküp servis ettim. Afiyet olsun.

Hangi şehre gitsem buranın kabağı meşhur derler. Tabi ki durduk yere demiyorlar. Ben çok sevdiğim için beni buluyor herhalde. Ama meşhur denen yerlerden aldıklarımda gerçekten güzel çıkar. Yani ben hala çok sevdiğim bal kabağının en güzellerini Edirne'de yapıp yemişimdir. Bakalım kabak tatlısı nasıl yapıyorum.
Kabak Tatlısı

1 kg kabak
3 su bardağı şeker
Üzeri İçin
Tahin
Ceviz
Tahin ve ceviz tamamen isteğe bağlı kullanılır.


Ben kabak yapmaya bir gün önce karar veririm. Çünkü 1 gece dolapta bekletirim. Kabakları yıkayıp doğrayıp bir tencereye koyup üzerine şekerini dökerim. Kapağı kapatıp dolaba koyarım ve bu şekilde sabaha kadar bekletirim. Sabah olunca ocağa, orta ateşe alırım. Kabakların çatal batınca yumuşak kıvama gelmesini bekleyene kadar pişiririm. Kapağını kapatıp akşama kadar dinlendirip servis ederim. Afiyet şeker lokum olsun.