Bazen sadece bebeğinizin beğenmediği tatlar için bazen de evde olan malzemelerle bebeğinize hazırladığınız çorbalarla ortaya çok güzel tarifler çıkabilir. Tabi bazen de her gıdayı vermemek için alternatif yiyeceklere başvurursunuz. Bugün size oğlumun henüz dişleri çıkmadığı için pirinç yerine irmik kullandığım ıspanak çorbası tarifi vereceğim. Aslında ıspanak yemeği de sayılır. Çünkü blender kullanmadım taneli kalmasını tercih ettin ki biraz daha hacimli ama yumuşak besinlere alışsın diye. Bu ayarlama her bebekte değişir. Bazı bebekler taneli ürünleri geç kabul edebilir. Bunu bebeğinize göre deneyerek anlayabilirsiniz. Neyse çok uzattım. Gelelim bebeklere irmikli ıspanak çorbası tarifine. Aşağıya bırakıyorum mutlaka deneyin olur mu?




Bebeklere İrmikli Ispanak Çorbası
2 kase çıkar      Süresi: 15 dakika

3 4 dal ıspanak(küçükse 5 6 olabilir)
1 tatlı kaşığı zeytinyağ
1 yemek kaşığı irmik
1 su bardağı su(250 ml)



Ispanak dallarını sirkeli su ile yıkayıp minik minik doğruyoruz. Bunun sebebi blender kullanmayacağımız olması.
Küçük bir tencereye ıspanak, irmik zeytinyağ ve suyu ekleyip kısık ateşte ıspanaklar yumuşayana kadar pişiriyoruz. Ilık olduktan sonra bebeğimiz artık yiyebilir. Afiyet şifa olsun.

Kısır deyince aklıma kadın topluluğunun olduğu bir oda, dolu bir masa, kaynayan çay sesine karışan çocuk cıvıltıları ve birbirleriyle aynı anda konuşan kadınlar geliyor. Size de öyle gelir mi bilmem ama kısır günlerin ve beş çaylarının olmazsa ayıp olurundandır. Tadımlık olunca gözü kalır insanın içi gider, biraz daha olsa da yesem diye düşündürür. Kimisi domates ile salatalık sevmez içinde, kimisi de ne bulursa koyar. Ben domates ve salatalık koyanlardanım. Tabi şimdi tarifi bilmeyenler ne diyorsun demeden hemen kısır nasıl yapılır tarifi yazayım.
Kısır yapılışı aşağıda başlıyor.



Kısır

4 kişilik       Süresi 30 dakika

Bulguru için:
1 su bardağı ince köftelik bulgur
1 su bardağı sıcak su
1 adet kuru soğan
1 yemek kaşığı domates salçası
1 yemek kaşığı biber salçası
1 tatlı kaşığı pul biber
1 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı kekik
1 tatlı kaşığı nane
1 çay kaşığı karabiber
1 çay kaşığı sumak tozu
1 çay kaşığı isot
1 küçük fincan sıvı yağ
Salatası için:
2 adet orta boy domates
1 adet salatalık
Yarım demet maydanoz
Yarım demet kıvırcık
3 adet yeşil soğan( buradaki adet beyaz kısmını sayarak)
1 adet limon
1 yemek kaşığı nar ekşisi
2 yemek kaşığı sıvı yağ
1 tatlı kaşığı tuz



Öncelikle bir kabın içerisine bulguru koyup üzerine sıcak suyu döküyoruz. Üzerini kapatıp dinlendirmeye bırakıyoruz. Bu arada sirkeli suda beklettiğimiz sebzelerimizi süzüp doğramaya başlıyoruz. Domates, salatalık ve maydanozu küçük küçük doğruyoruz. Yeşil soğanları yuvarlak, kıvırcıkları ince ince doğruyoruz. Başka bir tencereyi ocağa alıyoruz ve kuru soğanları minik minik doğrayıp ısıttığımız yağda kavuruyoruz. Üzerine salçaları ve baharatları ekleyip karıştırıyoruz ve dinlenmiş olan bulguru ekleyip hepsinin birbirine karışmasını sağlıyoruz. Büyük kabın içine aktarıp soğumaya bırakıyoruz. Sosu için bir kabın içine limonu sıkıyoruz, nar ekşisini sıvı yağı ve tuzu ekleyip karıştırıyoruz. Sosunu, salatasını ve bulgurunu karıştırıp servis ediyoruz. Afiyet olsun.

Bebek olan ev söz konusu ise her şey gibi yer temizliği de oldukça önemli oluyor haliyle. Artık yaşadığımız dönemde temizlik malzemeleri ben zehirim diye bağırırken içeri giren havayla karışık toz hastalığım diye çığlık atıyor. Otobanların kendi başına şehir kurmadığı, fabrikaların siteleşmediği yer yok denecek kadar az gibi malesef. Mevsimler birbiriyle homojenleşmiş mayısta dolu yağabiliyorlen ocakta atlet ile gezebiliyorsunuz şimdilerde. Bu kadar şeyi niye mi anlatıyorum. Hani o yer temizleyiciniz varya; mis gibi kokutup evi pırıl pırıl yaptığınızı sandığınız sahtelikler. İşte onların esansı bir gün sonra geçince temizlediğinizi sandığınız ev, kalan içindeki kimyasallarla evinizde dolaşıyor. Dolaşıyor derken canlı değiller tabi ki. Canlı olan sizsiniz ya hani. Yere basıyorsunuz, o ayaklarınız taşıyor işte. Bu durumda bizi konumuza getiriyor, bakalım neymiş? Evde bebek de varsa olaylar biraz çığırından çıkıyor bu durumda. Siz yere uzanıp, emekleyip, sürünüp oyun oynamıyorsunuz diye bebeğinize yada çocuğunuza yazık olmuyor mu? Elindeki oyuncağı belki de sizin görmediğiniz anlarda yere bir güzel sürtüp ağzında durulama yapıyor olabilir. Düşününce sinirlendiniz değil mi? Sakin olun, bunu bile bile yapmıyorsunuz elbette.Sadece oturup düşünmediniz o kadar. Şimdi düşünelim. Eğer bebeğiniz yerle teması olmayacak kadar küçük ise havadaki nemden bile etkileniyorsa yapay kokulu maddeden nasıl etkilenmesin. Eğer yer ile teması oluyorsa ve ayırt etme yaşında değilse risk daha da büyüyor. Eğer ki büyümüşse ama çocuksa artık o da katkılı, kansorejen ve zararlı dünyadan nasibini almaya başlamıştır. En azından siz koruyun kollayın onu. Bu görev anneden başka kime düşecek.
Ben bunları yazıyorum ama şunları da görmüşlüğüm vardır. Bebek yada çocuğun olduğu bazı evlerde viledanın içine bolca çamaşır suyu ve bulaşık deterjanı koyup bir güzel ev temizlenir. Pardon da o ev temiz mi oldu şimdi. Zaten o çocuklar büyüyünce ya astım olur yada alerji. Başka şeyler de olabilir. Sadece ona değil tabi ki, size de olabilir. Neyse lafı çok uzattık gelelim sadede. Bebekli evlerde yüzey temizliği nasıl yapılır anlatayım.

Bazen yemek yaparken düşünüyorum da, aynı malzemelerle bambaşka bir tat ortaya çıkabiliyor. Yada bir kaç malzemeyle tadı şekli değişiyor. İşte pizza da bunlardan biri değil mi? Hani sevmediğiniz bir malzeme olsa içinde zorlasanız da yiyemezsiniz. Ama yoksa tamamını tek başına bitirebilirsiniz. İşte bugün size sesleniyorum. Yani sucuk severlere. Size sucuklu pizza nasıl yapılır onu anlatacağım. Gelsin mi sucuklu pizza yapılışı?



Sucuklu Pizza
4 Kişilik    Süresi 40 dakika

2 Orta boy pizza çıkar

Hamuru için
1 yumurta
Yarım paket kuru maya
Yarım çay bardağı sıvı yağ
Yarım çay bardağı süt
1 tatlı kaşığı tuz
1 çay kaşığı şeker
2 su bardağı un

Sosu için
1 yemek kaşığı domates salçası
1 doğranmış domates
Bir tutam tuz
Karabiber
Pul biber
Kekik
Yarım çay bardağı sıvı yağ

Üzeri İçin
250 gr kaşar
2 adet çarliston
200 gr sucuk
200 gr mısır
25-30 adet zeytin
Yada kaşar dışındaki malzemenin yerine isteğe göre sucuk, mantar, pastırma mozerella, beyaz peynir kullanabilirsiniz.



Öncelikle bir kabın içinde sütte mayayı eritelim üzerine yumurta, yağ, tuz, şekeri koyup karıştıralım. Üzerine unu ekleyip yoğurup üzerini kapatıp 1 saat dinlendirelim. Bu arada sosunu hazırlayalım. Bir kaseye domates, tuz, yağ, baharat ve salçaları ekleyip iyice karıştırın biber zeytin ve sosisleri doğrayıp kaşarı rendeleyin. Hamuru bir kaç dakika tekrar yoğurup iki parçaya ayırın çok az un ile çok ince açıp yağlanmış tepsiye koyun üzerine domates sosu onun üzerine kaşar koyup sucukları ve diğer malzemeleri dizin. Üzerine biraz daha kaşar serpip 15 dakika önceden ısıtılmış 210 derece( turbo ise 200 derece 10 dakika) fırında pişirin ve sıcak sıcak yiyin. Afiyet olsun.

Eveett yine geldik milföy nimetlerinden faydalandığımız bir tarife daha. Aslında bu tarif ve benzerlerine çok sık rastlıyorsunuzdur diye düşünüyorum ama ben açıkçası hiç araştırmadım. Zaten zor ve bulunması mümkün olmayan bir tarif olduğunu sanmıyorum. Öyle farkkılık olsun diye düşündüm yaptım denebilir. yaklaşık on yıldan fazla zaman önce de bu şekilde çilekli kitkat yapmıştım. Hani çocukluğumuzda yediğimiz vardı ya marketlerde satılan, çikolatalısı, çileklisi ve karamellisi vardı. İşte aynı usul ondan yapmıştım. Unutmayayım da bir gün onun tarifini de vereyim. Bu tarif de çok şık durdu. Yani bir misafir ağırlanırken oldukça güzel, pratik ve lezzetli olur. O yüzden sizler için aşağıya sucuklu kaşarlı milföy sarma nasıl yapılır tarifini bırakıyorum. İşte sucuklu kaşarlı milföy sarma tarifiniz.


Sucuklu Kaşarlı Milföy Sarma
12 kişilik   Süresi   40 dakika

12 li milföy hamuru
200 gr sucuk
200 gr rendelenmiş kaşar peyniri
1 yumurta sarısı
Çörek otu



Öncelikle derin dondurucudan milföyü çıkarıyoruz. Bu arada kaşarı rendeleyip sucuğu da parmak uzunluğunda kesiyoruz. Milföyleri kırılmayacak kadar yumuşadıysa birbirlerinden ayırıyoruz. Tezgaha seriyoruz ve kare olan halini ortadan kesiyoruz. Her bir kesik içerisine bir dilim sucuk bir tutam kaşar peyniri ekleyip kıvırıyoruz ve yağlanmış tepsiye diziyoruz. Üzerlerine fırça yardımıyla yumurta sarısını sürüp çörek otu serpiyoruz. Önceden ısıtılmış 200 derece fırında 30 dalika pişirip ılıyınca servis ediyoruz. Herkese afiyet olsun.


Eğer sucuk sevmiyorsanız farklı iç harcıyla da tüketebilirsiniz ama tabi ki ismi değişir o zaman. Mesela kaşar, beyaz peynir ve maydanoz ile bir iç harcı hazırlayabilirsiniz. İsmi de peynirli rulo sarma olur herhalde. Bu tariften de bu kadar, şimdilik hoşçakalın.

Çocukluğumdan gelen koku, peynire en yakışan ve çayın canı gönülden dostudur o. Geleneksel bir lezzetimizdir pişi yada bişi veyahut hamur kızartması da diyenler var tabi. Tamamen hamura ve karbonhidrata doymak için bulunduğu sanılsa da eskiden yemek çeşidi ve yiyecek pek olmadığı için en doyurucu ve az malzemeli olarak bu güzel lezzetimiz bulunmuştur. Pişi tarifi genelde başka şekillerde yapıldığı görülse de aslında en öz olanı budur. Şimdi gelelim pişi nasıl yapılır?



Pişi Tarifi
4 kişilik. Süresi 1 saat

3 su bardağı su
Yarım paket yaş maya
1 tatlı kaşığı tuz
1 su bardağı ılık su
Kızartmak için sıvı yağ



Öncelikle bir kabın içinde su ile mayayı eritiyoruz ve üzerine tuzunu atıp karıştırıp yavaş yavaş unu ekliyoruz. Yumuşak bir hamur elde ediyoruz. Hamurun durumuna göre su ve unu ayarlayabilirsiniz. Hamur sert olmayacak ama ele yapışmayacak kadar da yumuşak olacak. Üzerini iyice kapatıp oda sıcaklığında yaklaşık 2 3 saat kadar dinlendiriyoruz. Hamur iki katına kadar çıkmış olacak.  Hamurdan küçük parçalar koparıp elimizi yağlayıp yuvarlak şekil veriyoruz. Eğer elimizde yapamıyor isek tezgahı yağlayıp orada şekil veriyoruz. Kızgın yağa atmadan ortasına parmağımızla yuvarlak bir delik açıyoruz ve iki tarafı kızarana kadar tüm hamuru bu şekilde kızartıyoruz. Soğutmadan afiyetle yiyoruz.

Hayatınızda bazı tatlar vardır ki gerçeği söylemek gerekir evde yapınca o tadı bulamazsınız. Bunlardan biri de milföy hamurudur. Hamuru hazır güzeldir ama istediğiniz tadı yapmak size kalmıştır. Hem pratik hem lezzetli hemde çok çeşit sunan bir buluştur kendisi. Milföy seviyorsanız eğer tatlı olarak da tüketebilindiğini belirteyim. Çok çeşitli tatlılara da yer verir kendisi. Bunlardan biri de muhallebili milföy tatlısıdır. Hem görseli hem tadı çok sevilen muhallebili milföy tatlısı nasıl yapılır anlatayım.



Muhallebili Milföy Tatlısı

6 kişiliktir.  Süresi 40 dakikadır

1 paket milföy hamur(12 li)
Üzeri için;
2 yumurta sarısı
Çikolata sosu
Muhallebi için;
1 yumurta sarısı
4 su barsağı süt
4 yemek kaşığı un
2 yemek kaşığı nişasta
2 çay bardağı şeker
100 gr labne
1 paket şekerli vanilin



Öncelikle muhallebiyi hazırlamak için bir tencereye vanilin ve labne dışındakileri koyup sürekli karıştırarak muhallebi kıvamına gelmesini sağlıyoruz. Altını kapatıp 10 dakika bekliyoruz. Bu arada milföyleri derin dondurucudan çıkaralım ki yumuşasınlar. Muhallebinin ilk sıcağı geçince labne ve vanilini ekleyip mikserle iyice karıştırıyoruz. Milföylerin yarısını kare şekilde yağlanmış tepsiye aralıklı dizip üzerini fırçayla yağlıyoruz. Kalan milföyleri kalpli bir kurabiye kalıbıyla ortasından kalp çıkarıyoruz. Geride kalan kenar hamuru alıp yağladığımız milföylerin üzerine köşeler denk gelecek şekilde yerleştiriyoruz. İkinci katı oluşturan hamura yumurta sarısı sürüp 200 derecede 30 dakika pişiriyoruz. Milföyler çıkınca sıcaklığı geçene kadar bekletiyoruz ve o arada muhallebi de soğumuş oluyor. Yaklaşık 15 dakika bekledikten sonra muhallebiyi bolca kalpli olan kısmına doldurup üzerini çikolata sosu ile süslüyoruz. Afiyet olsun.